21 Mart 2017 Salı

BAM TELİ KOPTU

"Âşık Veysel ve Tayfun Talipoğlu için..."
“Ne var ise sende bende
Aynı varlık her bedende
Yarın mezara girende
Sen toksun da ben aç mıyım?”
***
“Her kim olursa bu sırra mazhar
Dünyaya bırakır ölmez bir eser
Gün gelir Veysel’i bağrına basar
Benim sadık yârim kara topraktır”
***
Büyük ozan, elli iki yıl önce yukarıdaki anlamlı dizeler gibi sayısız eserler bırakarak göçtü dünyamızdan. Sadık yâri kara toprağa kavuştu. Ben de onun anısına sadık kalarak onu ölüm yıldönümünde anmak istedim.
Bugün büyük ozanımız Âşık Veysel'in ölüm yıldönümü. Yedi yaşında gözlerini kaybeden, Anadolu'nun bu güzel insanı, halkın ta kendisi olan Âşık Veysel gerçekten anılmaya değer. Gözleri görmeyen, okur yazar olmayan bu insanı şiirleri ile tanıdığınızda onun düşüncelerine şaşar kalırsınız.
Veysel, 21 Mart 1973'te vefat ettiğinde ben yirmi iki yaşında, Muş -Bulanık- Karaağıl Oratokulu'nda öğretmendim.
Yıllar geçti ve Âşık Veysel'le ilgili duygularımı şu dizelerle dile getirdim.

21 Mart 1973
Bulanık- Karaağıl'da
Tezekle ısıtıp paltomla yattığım odamda
Âşık Veysel'in ölüm haberini veriyorlardı
Yeni aldığım camı kırık
Kondor marka radyomda
Çıkmıştı “iki kapılı bir han”ın son kapısından
Kavuşmuştu “sadık yâr”i kara toprağa
Yedi yaşında gözleri görmese de çiçekten
Bilmese de okuma yazmayı
Elinde sazı, dilinde avazıyla
Halk bilgesiydi Veysel
Yaşamıştı Şarkışla Sivrialan'da
Bir yıl önce ölümünden
Hacıbektaş 16 Ağustos şenliklerine gelmişti
Türkülerini dinletecekti
“Ben gidersem sen kal dünyada” dediği sazının telinden
Koluna girerek getirdiler sahneye
Oturttular bir sandalyeye
Meydan tıklım tıklım, kimsede çıt yok
Ama bir yerlerden değişik sesler geliyor
Slogan atıyor bir grup genç
Veysel'e karşı, o halk adamını, ozanını incitecek şekilde
Başka halk ozanları lehine
Belli ki çok üzülmüştü âşık
Şimdi aklımda yok
Susunca bu değer bilmez gençler
Bir fıkra anlattı Veysel
Sonunu şöyle bitirdi:
“Benim gibi imamın böyle cemaati olur” dedi
"Yaşlıyım, gözlerim görmüyor; ama siz de bir şey değilsiniz"
Demeye getirdi
Halk zekasıyla, ozan deyişiyle verdi dersini
Çaldı, söyledi
Kimsede tık yok, alkıştan başka
Bu halk bilgesi ne de güzel ders vermişti
Gençliğin değerbilmez heyecanıyla bağıran gençlere
O yaşta
***
Bir can daha gitti
Veysel’den kırk dört yıl sonra aynı günde
Bu sefer camı kırık radyodan değil
Televizyondan aldım haberi
“Bam teli” koptu yüreğimizin
Nasıl da nefessiz, heyecanla izlerdik yol hikâyelerini
Onunla gezerdik Anadolu’nun en ücra köşelerini
Çok güzel anlatırdı, gezip gördüğü yerleri
O yumuşak, tatlı sesiyle
Okurdu Türkçenin en güzel şiirlerini
Bizler gibi o da çok severdi Âşık Veysel’i
Güzel insandı, gençti
Aynı güne denk geldi Veysel’le ölümleri
Üzülüyoruz
“Bizim gibi düşünmüyor” diye dışlanan
İşinden edilen
Yitip gittikçe bu ülkemin değerleri

İçimiz sizlerin, bu cennet ülkenin sevdasıyla dolu
Sizi sevgiyle anacağız
Güle güle
Tayfun Talipoğlu
Ve kara toprağın Veysel'i
…………………………………….
Numan Kurt
21 Mart 2017

GÜL YÜZLÜ ANAYA MEKTUP

  "Sokağa çıkarken 'Yavrucuğum üşütme!' derdi Hemen bir kazak örerdi biraz boş kaldı mı" Annesi üzerine yazdığı şiirinin b...