Niyetimiz kimseyi kırmak değildir
Buradakini buraya koymak değildir
Arada bir zülfü yâre dokunduk
Tam yerine rast geldi manzara koyduk"
Dünyaya veda ederken "Atatürk'le kalın." diyen sanatçıyı rahmetle, saygıyla anıyorum.
Okuyacağınız bu yazımı da şu günlerdeki gidişe uygun olduğu için "Tam yerine rast geldi..." diyerek yine paylaşıyorum.
***
Engellenmesi, önüne geçilmesi gereken tehlikeli bir durum karşısında halk arasında söylenen bir söz vardır. “Freni patlamış kamyon gibi” denir.
Bu sözü ben kullanmıyorum, Şu anda ülkemizde birçok ekonomist söylüyor. Söylenmesinin nedeni de doların, euronun hızlı yükselişi, paramızın büyük değer kaybı, peşinden yetişilemeyen fiyat artışları yani genel ekonomik durum.
Ben emekli öğretmenim, ekonomiden anlayan biri değilim. Ama şunu biliyorum: Geçen yıllarda yirmi beş otuz liraya aldığım yarım yağlı köy peyniri şimdi yüz elli liranın üzerinde. Bu artışlara sayısız örnek verebiliriz.
Hayat pahalılığının freni patlamış araba gibi hızlanmasının yanında bir de siyasette patlayan fren var. Terörle bu ülkeyi kırk yıldır uğraştıran elebaşı, şimdi "Barış getir, çağrı yap, terörü bitir." diye çağrılıyor. Direksiyondakiler frenin nerede olduğunu bilmezlerse bunları da yaşarız.
Bir Whatsapp grubumuz var. O grupta sınıf arkadaşım Ayşe, ilginç bir paylaşım yapmış. Ülkemizin, freni patlamış kamyon gibi gidişine tam oturan bir fıkra.
Okudum, dedim ki kendi kendime “ Fıkrayı pek çok kişi biliyor; ama ben bunu şiirleştireyim, şiir olmasa da dizelerle daha ilginç duruma getireyim."
Oturdum klavyenin başına, bakalım bir şeye benzedi mi yazdıklarım?
***
Genç adam Peugeot (pejo) marka bir minibüs alır
Yıllardır aklında, fikrinde hep bu minibüs vardır
Sonunda kavuşmuştur hayaline
Biner aracına neşeyle döner köydeki evine
O gece gözünü uyku tutmaz
Yolcu taşımaya çıkar sabah olur olmaz
Eee minibüs de yeni ya
Ağzına kadar hemen dolar yolcuyla
Bizim genç şoför yolda hızlandıkça hızlanır
Yolcuları bir endişe, bir korku alır
Dayanamaz içlerinden biri bağırır
“Kaptan yavaş, bir yere çarpacağız.”
Diğer yolcular “Şoför ne diyecek?” diye bekler
Adama bakar bizim genç şoför
“Sen Pejo'yu biliyor musun?” der
“Hayır!” yanıtını alınca da
“O zaman susacaksın!” diye devam eder
Minibüsteki hasta adam, hamile kadın ve başkaları aynı uyarıyı yaparlar
Sonuç değişmez aynı soruya, aynı yanıtı alırlar
“Sen Pejo'yu biliyor musun?”
“Hayır!” yanıtını alınca da yine o söz
“O zaman susacaksın.”
Ne yapsınlar, onlar da susarlar
Sonunda bir genç dayanamaz, kızgın bir sesle
“Yavaş git kardeşim, öldüreceksin bizi
Çukura mı yuvarlayacaksın hepimizi?”
Yine aynı soruyu sorar bizimki
“Sen Pejo'yu biliyor musun?”
Tepesi atmıştır gencin artık, var gücüyle bağırır
“Biliyorum lan, ne olacak?”
“O zaman çabuk söyle nerede bunun freni?”
***
İşte böyle. Ekonominin freni nerede? Bilen var mı bekleyeceğiz. Umarım vardır. “Denize düşen yılana sarılır.” misali ağır eleştirilen, vatandaşın nefretini kazanmış kişilerden çözüm bekleniyor.
Bu ülkeyi seviyoruz ve diyoruz ki: “Freni patlayan kamyon hiçbir şeye zarar vermeden bir yerde dursun.”
...........................................................................................................
Numan Kurt
7 Ocak 2025
İstatistikleri gör