19 Ocak 2020 Pazar

KARACAOĞLAN KOŞMALARINDAN SEVDA TÜRKÜLERİNE







“Nerede bir türkü söyleyen görürsen korkma yanına otur… Çünkü kötü insanların türküleri yoktur…”
Söz, türkülerin ustası Neşet Ertaş’ın. Ne kadar anlamlı bir söz. Türküler bu halkın özüdür, Türk insanının, Anadolu insanının acısıdır, ağıtıdır, neşesidir, özünden gelen şiiridir.
Bedri Rahmi, türküleri kendi şiirinden çok üstün tutar, “Nerede bir köy türküsü duysam/ Şairliğimden utanırım” der.
Türkü söyleyen, daha doğrusu söylemeyi beceren biri değilim; ama o kadar severim ki türkü dinlemeyi. Özellikle bu güzel yurdun dört bir yanından derlenmiş halk türkülerini. Niye onlar bu denli etkilidir, bu denli duygusaldır? Bu sorulara şöyle yanıt veririm ben. Duygularını; acısını, sevincini, özlemini yüzyıllar içinde kağıda dökme olanağı olmayan halk; ana, baba, kız, gelin, oğul, sevgili…her kimse türkülere dökmüştür.
Türkü üzerine uzun uzun yazacak değilim. Kısaca söylersem “türkü” Türk'ün özdür, öz müziğidir, okumuşluğun az olduğu, yazının kullanılmadığı dönemlerde Anadolu insanının öyküsüdür. Öyle bu konuda fazla bilgim de olmadığı için asıl anlatmak istediğim konuya gelelim.
HAMOY 1973'te kurulmuş bir dernek. “ Halk Müziği ve Oyunları Araştırma ve Eğitim Gençlik Derneği “
“HAMOY; yeryüzünün en zengin değerlerini içinde bulunduran ulusal kültürümüzün; halk müziği, halk oyunları, halk tiyatrosu ve diğer halk bilim ürünlerini genç kuşaklara aktarmak, bu kültürlerin devamını sağlamak ve sevdirmek için bu alanda eğitim çalışmaları yapmaktadır.
Her yıl çeşitli yaş gruplarından yaklaşık 120 kişiye sosyokültürel bir ortam sağlayan, onların boş zamanlarını ulusal bir amaca yönelik olarak değerlendiren, onları her türlü kötü alışkanlıklardan alıkoyan dernek, devletin eğitim kurumlarından yararlanamayan yüzlerce vatandaşına da gönüllü eğitim hizmeti sunmaktadır.
Özellikle gençlerimizin sosyal ve kültürel anlamda gelişmelerine yardımcı olacak, serbest zamanlarını değerlendirebilecekleri çeşitli faaliyet alanları yaratma çabasında tam 47 yıldır emek sarf etmektedir. Bu kapsamda;
60 kişilik yetişkinler halk müziği topluluğu ile her yıl onlarca konser vermiş, tüm Anadolu ve yurt dışındaki Türk mirası türkülerimizle Türk’ü kucaklayan repertuvarlar sunmuştur. Ayrıca Türkiye genelinde yapılan amatör korolar yarışmalarında koro, solo ve çalgı dalında birçok kez birincilik elde etmiştir. Yetişkinler Korosu Şef Abdullah GÜNDÜZ ve Şef Mehmet GÜRBÜZ yönetiminde çalışmalarını sürdürmektedir.
Türk Halk Müziği Gençlik Korosu’nu kurarak, genç nesle türkülerimizi sevdirip, bu kültürün yaşatılması yolunda ciddi çalışmalar sürdürmüş, her yıl bu koro ile üniversitelerde konserler vermiştir. Gençlik Korosu Şef Ufuk Önder SERDAR yönetiminde çalışmalarını sürdürmektedir. “
Yukarıdaki bilgileri bu derneği tanıtmak amacıyla değişik kaynaklardan aldım. Daha önce HAMOY'un “Neşet Ertaş Destanı” adlı etkinliğine gitmiş ve mest olmuştum. HAMOY'un kurucusu, yöneticisi değerli hemşehrimiz Abdullah Gündüz'ün esprili, etkili sunumu, ayrıca dernek üyesi sanatçıların koro ve solo olarak söyledikleri Neşet Ertaş türküleri bize çok ayrı, hoş bir gece yaşatmıştı.
Bu kez etkinliğin adı “ÜÇ ANADOLU” Anadolu'nun üç büyük ozanı Karacaoğlan, Yunus Emre ve Köroğlu'nun şiirlerinden oluşmuş türküler seslendirdi Hamoy Gençlik Korosu. Karacaoğlan'ın koşmalarından sevda, Yunus'un şiirlerinden ilahi aşk, Köroğlu'nun koçaklamalarından kahramanlık türküleri dinledik.
Ben bu yazımda önce Karacaoğlan'dan ve onun koşmalarını türkü olarak söyleyen “Hamoy Gençlik Korosu”nun solo söyleyen gençlerinden söz edeceğim.
Bu arada bizi eşlik edip yakınlık gösteren, değerli hemşehrimiz Abdullah Gündüz'le tanıştıran sanatçı öğrencimiz Nedim Güzel'e de sevgi ve selamlarımı yolluyorum. Çok güzel çalar, çok güzel söyler. Asıl önemli özelliği ise saygısını, o hürmetli Anadolu insanı özelliğini kaybetmemesidir.
Ortaokul ve liselerde çalıştığım yıllarda Türkçe- Edebiyat derslerinde büyük zevkle işlediğim bir konuydu Karacaoğlan'ın koşmaları. Halk ozanlarımızın en büyüğü diyebileceğim Karacaoğlan üzerine yazılmış, onun bilinmezlikler içindeki yaşamını anlatan ve şiirlerinden oluşan, Prof. Müjgan Cumbur'un yazdığı kitabı elime alır ve öğrencilere sorardım. “30'la 300 arası bir rakam söyle!” Ortaokul çağındaki o güzel öğrencim utana sıkıla kalkar, diyelim ki “89” der. Açardım o sayfayı, okurdum Karacaoğlan'ın sevda koşmasını:
Benim yarim bana küsmüş
Zülfünü gerdana dökmüş
Muhabbeti benden kesmiş
Sevilmeyi sevilmeyi
Çağır Karac'oğlan çağır
Taş düştüğü yerde ağır
Yiğit sevdiğinden soğur
Sarılmayı sarılmayı
Son iki dörtlüğünü aldığım bu koşmayı okuyunca kız arkadaşının karşısında bile o zamanlar konuşurken kızarıp bozaran öğrencim hafif kızarır; ama “Şansıma ne güzel şiir çıktı.” edasıyla mutlu olurdu. Bu yolla da şiir okumaya ilgisi artardı.
İşte 11 Ocak akşamı Hamoy Gençlik Korosu bize Karacaoğlan'dan söyledileri Genç ve sempatik şefleri Ufuk Önder Serdar, önce kısaca Karacaoğlan'ı tanıttı Sonra koro ve solo olarak o pırıl pırıl gençlerden beni yine mest eden türküleri dinledik.
Gençlerimiz pırıl pırıl, bir de çoğunun yüzünde bu zamanın modası kara sakallar olmasa, (bu benim düşüncem).
“Gele Gele Geldik Bu Kara Taşa”
“Yeşil Başlı Gövel Ördek”
“Be Felek Senin Elinden”
“Güzel Ne Güzel Olmuşsun”
“Var Git Ölüm Bir Zamanda Geri Gel”
“Yürü Bre Yalan Dünya”
Bu türküleri adeta büyülenmiş gibi solo dinledik gençlerden. Hepsi çok güzel söyledi, o söylerken duydukları heyecan olmasa böyle güzel söylenir miydi o türküler? Hele Onur Emre Eskici'nin bir “Gele Gele Geldik Bu Kara Taşa” söyleyişi vardı ki anlatılmaz, dinlenir.
Koşmalarının büyük bölümünde çeşme başındaki köy güzellerine, Elif'e, Döne'ye, Hürü'ye, Zeynep'e, o kırk beş beliklilere sevdasını anlatan Karacaoğlan türkülerine doyduk o akşam. Karacaoğlan'ın yaşluılığında bile gönlünde sevda tükenmemiştir.
Değirmenden geldim beygirim yüklü
Şu kızı görenin del'olur aklı
On beş yaşında da kırk beş bölüklü
Bir kız bana emmi dedi n'eyleyim
.....
Karac'oğlan der ki n'olup n'olayım
Akan sularınan ben de geleyim
Sakal seni makkabınan yolayım
Bir kız bana emmi dedi n'eyleyim
......................................
Bize bu geceyi yaşatan değerli sanatçı Abdullah Gündüz'e, HAMOY GENÇLİK KOROSU'na ve ilgisini esirgemeyen sevgili Nedim Güzel'e teşekkür ederim. Yunus Emre ve Köroğlu'nu sonraki yazımda anlatacağım.
..........................................
Numan Kurt
18 Ocak 2020






YEŞİLLİKLER ÜZERİNDE KIRMIZI GELİNCİKLER

  Sabah erken yürürken kıyıda Deniz masmavi, hafif dalgalı Belli ki temizlemiş kendini bütün kış boyunca Güneş ısıtırken yeryüzünü Hafiften ...