"Büyüklüğünü, değerini bilmeyenlere karşı, sana olan sevgi,
Yazıyorum On Kasımlarda
Ata’mıza
Sevgiyle, saygıyla, bağlılıkla
Minnettarlıkla
O'na ve ilkelerine bağlılığın verdiği kararlılıkla
Öncelikle
Bir sözüm var, O’nu sevmeyenlere:
“Bu dünya cenneti vatanımızda
Özgür, bağımsız, mutlu yaşarken
Vatanın kurtuluşunda bize önderlik eden
Bilime dayalı, akılcı, çağdaş, aydınlık bir ülke için
Ömrünü veren
Ulu Önder’e
Mavi gözlü, altın saçlı Mustafa Kemal Atatürk’e
Nasıl nefret beslersiniz
Asıl nefret edilecek olanlar
Sizlersiniz"
***
Bugün şöyle düşündüm. Geçmiş yıllarda Anıtkabir bu kadar dolup taşmazdı. Şimdi neden Ata'nın yattığı bu anıtta belli günlerde yer gök insan kaynıyor? Bunun yanıtı çok basit. Herkes bilir ki etki tepkiyi doğurur. Yaşadığımız şu yıllarda eskiden Atatürk'e karşı kin kusamayanlar; bulunulan ortamı, yönetimin bakış açısını fırsat bilerek nefretlerini utanmadan dile getirmeye başladılar. Bunlara karşı Ata'sına gönülden bağlı Türk halkı tepkisini ortaya koymaya başladı. Demek istedi ki “Siz başaramayacaksınız! Siz, onun sevgisini yüreklerden silemeyeceksiniz! Siz , karanlığınızda boğulup gideceksiniz!”
Mustafa Kemal Atatürk, beden olarak öldü; ama halkının gönlünde hiç ölmeyecek. O, milletine verdiklerinin karşılığı olarak sevgiyle, saygıyla, kopmaz bağlılıkla anılıyor. Türk ulusuna bağımsız olmayı, onurlu yaşamayı, Türk olarak kendisini değerli hissetmeyi, bilimden, akıldan yararlanmayı, cunhuriyetle yaşamayı öğretti.
Hiçbir ülkede ölümünden sonra bu kadar sevilen, anılan başka bir lider yoktur. O'nun bedeni toprak oldu; ama eseri Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaşayacaktır.
***
“Gözleri doluyor
Tozlu çerçevedeki Mustafa Kemal’in
Bir elinde Cumhuriyet’in kum saati
Bir elinde
Adalet mülkün temelidir.”
Böyle yazmış Ahmet Erhan, ülkemin güzel şairi
Benim de gözlerim doldu
Giderek boşalırken Cumhuriyet’in kum saati
Yalnız gözleri dolmaz Ata'mın
Kemikleri de sızlar
Gördükçe
Mülkün temeli olmaktan çıkıp
Tuhaf kararlar veren o yüce adaleti
Ben okudum da sevdim büyük Önder'i
Bilime, akla dayanan
Hep ileriye, çağdaşlığa, uygarlığa diyen
Düşüncelerini, ilkelerini
Her gidişimde duygulanırım Anıtkabir'de
Gözlerim dolu dolu olur
Yine de bir umut ışığı doğar görünce
O sevgi dolu, coşkulu kalabalığı
İnsan selini
Nasıl insanlarsınız siz
Mavi gözleri, sarı saçlarıyla
Vatan toprağına bir güneş gibi doğan
Savaşta büyük komutan
Ve barışta tüm dünyaya örnek olan
Devrimleriyle, ilkeleriyle
Akıldan, bilimden yana her sözüyle
Yolumuzu aydınlatan
Batmış, yıkılmış, kuşatılmış bir devletin külleri üzerinde
Özgür, bağımsız yaşadığımız
Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran
Mustafa Kemal'i
Nasıl sevmezsiniz
Kadınlarımız, analarımız, bacılarımız
O'nun devrimleriyle
Kocaya kulluktan, kölelikten çıkıp
Onurlu insan olanlarımız
Daha Batı'da bile yokken seçme, seçilme hakkı kazananlarımız
Okuyup yazan
Her işte, her makamda
Erkeklerle eşit olanlarımız
En çok size yol gösterdi onun ilkeleri
En çok da siz sevmelisiniz Mustafa Kemal'i
“Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz..”
Demiştin ya Ata'm
Bir ağ gibi sardı yurdumu şimdi bunlar
Onların elinde şimdi
Bilimi, güzel dilimi ve ilkelerini öğretmesi gereken okullar
Bir zamanlar el üstünde tuttuklarının
Görseler de vatana ihanetlerini
Ders de almıyorlar
Artıyor yıllar geçtikçe
Bu çağdışılığa, karanlık odaklara, gerici tarikatlara bağlananlar
Bu 10 Kasım sabahında
Otuz yıldır duvarda asılı resmine baktım
Kamışları kesip yapıştırarak yapmıştı bir arkadaşım
Gözlerim doldu
O'nun savaşlarla kurtarıp
İlkeleriyle aydınlattığı
Güzel yurdumun bugününü ve geleceğini
Düşününce
Biz, seni sevenlerin hep kalbindesin
İşte bir 10 Kasım daha geldi
Kum saati bitirmeyecek kumunu
Gözlerin dolmasın
Gece karanlığından sonra
Şafak ağarır, güneş yükselir gökyüzünde
Önünde saygıyla eğileceğiz
Yeter ki umutlar tükenmesin
...............................
Numan Kurt
10 Kasım 2019
Numan Kurt
10 Kasım 2019
