Sözünü edeceğim bu iki arkadaş geçtiğimiz günlerde Didim'e geldiler. Önce Öner, kısa süre sonra da Mehmet'le özlem giderdik.
Öğretmen okulu yıllarında, bundan elli beş yıl önce bu iki dostla aynı sınıflarda değildik. Öner'le aynı devre, 1969 mezunuyuz. Onu okuldayken tanırdım; ama sınıflarımız ayrı olduğu için arkadaşlığımız yoktu.
Mehmet Alper, bizden bir alt sınıftaymış. O yıllardaki fotoğrafını görünce sarışın, yakışıklı görüntüsüyle onu da anımsadım.
Uzun yıllar sonra aynı okul mezunları buluşmalarında kuruldu bizim dostluğumuz. Hem de bana göre çok güzel bir dostluk.
Öner; saz çalar, türkü söyler; Mehmet ise ut, cümbüş çalar şarkı söyler. Buluşmaların eğlendirenleri bu iki arkadaşımızdır.
Ben saz, cümbüş çalamam; türkü de söyleyemem. Benim işim de yazmak, çizmek. Bu iki yetenekli arkadaşımı "Marifet iltifata tabidir." diyerek hak ettikleri övgülerle anlatmak.
Sazınız, cümbüşünüz, udunuz ve sesiniz hiç susmasın. Sağlıklı yaşayın güzel arkadaşlarım.
***
(Öner Pehlivan'a)
Ne zaman vurulsa sazın teline
Söylense bir memleket türküsü
Ayrılık vardır, sevda vardır o türkülerde
Sızlatır içimi, dokunur yüreğime
Ne kadar isterdim saz çalıp türkü söylemeyi
Anadolu halkının ağıtını, acısını, neşesini dile getirmeyi
Bende yok çalıp söylemek
Olsun
Çalıp söyleyemesem de
Nasıl severim bir bilseniz
O memleket, o köy türkülerini dinlemeyi
Bedri Rahmi şöyle der bir şiirinde:
“Şairim
Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası
Ayak seslerinden tanırım
Ne zaman bir köy türküsü duysam
Şairliğimden utanırım “
Ben de ne zaman duysam
“Hüma Kuşu" "Emirdağı” “Çeşmi Siyah”
“Ellerini Çekip Benden” türkülerini
Daha daha nicelerini
Şair olmasam da, şiiri ayak sesinden tanımasam da
Hayranlıkla dinler, duygulanırım
Öner’i dinliyorum her buluşmada
Bizim yöreden, Neşet Usta’dan söyler
Sevdiğim türküleri de söyledi
“Emirdağı birbirine ulalı” dedi
“İşte gidiyorum çeşmi siyahım” dedi
Sesi saza, sazı sese ekledi
Bugün de Neşet'ten söylemiş
“Yârden ayrı düşeli” demiş
Kazım’a, Sedat’a ithaf etmiş
Dinledim; türküden, fotoğraflardan duygulandım
Ne geliyorsa içimden döktüm ak kağıda
Yazdım
***
(Mehmet Alper'e)
Öner söyler, bitirir güzel türküleri
Sonra alkışlarla çağırırız yerine Mehmet Alper'i
Şarkılarda, türkülerde
Öyle güzel gelir ki cümbüşün sesi
Sahneyi de doldurur bu güzel adam
Önce başlar ağır makamlardan
Mehmet söyler, cümbüş coşar
Koro kurarız
Duygusal şarkılardan
İstekler vardır sırada
Tek tek kimse kırılmaz
Kim ne istemişse söylenir
Her istek sessizce, keyifle dinlenir
Bir “Sorma” şarkısı var ki
Ne zaman cümbüşün telinde, Mehmet'in dilinde duysak onu
“Sorma ne haldeyim
Sorma kederdeyim” sözleriyle
Yaşarır gözler, yüzler kederlenir
Ne diyeyim
Onlar, bu güzel arkadaşlar çalar söyler
Ben bilemem çalıp söylemeyi
O zaman nasıl dile getireyim
İçimdeki minneti
Oturdum yazdım ben de
Bu dizeleri
…………………………………….
Numan Kurt
23 Temmuz 2024