Özleşmiş sözleri vardır halkın
Yüzyılların yaşanmışlığından süzülen
Atasözü deriz biz bu sözlere
Sözümüzde sohbetimizde söyleriz
Denk geldiği yerde
Olumsuz anlamlar da içerir zaman zaman bu sözler
Doğru söyleyen kovulur mu dokuz köyden
Kokmadık bir tuz kalmışsa
Artık tuz da kokacaksa
Doğru söyleyenin, namuslunun yeri yoktur o toplumda
Onu da kovdular dokuz köyden
Onurlu duruşuyla barınamadı sahibinin sesi pek çok gazetede
Farklıydı
Onurlu, namuslu
Ve de her zaman haklıydı
Güzel olan her şeye “şiir gibi” deriz ya
O da dökerdi cümlelerini böyle ak kağıda
Nasıl güzel anlatırdı, düşüncelerini, duygularını
Bir eksik, bir fazla olmazdı sözcükleri
Sevimli, peltek diliyle
Bir de o erişilmez, cesur kalemiyle
Hedefine ulaşan ok gibiydi her cümlesi
Kıvrak, esprili, ışıltılı zeka ürünü
Vatan sevgisi, Atatürk sevgisi, insan sevgisi, doğa, hayvan sevgisiydi
Ömrünce savunduğu düşüncesi
Hep doğruyu yazdı
Ama kovuldu dokuz köyden
O ince, kıvrak zekasıyla
“ONUNCU KÖY” koydu gazetedeki köşesinin adını
Son yazılarının birinde
Şöyle yazmış
"Yazı bilmem
Yazarım yazı bilmem
Bu yaz böyle geçti.
Gelecek yazı bilmem"
"Gelecek yazı" bilemedi
Bu sözleri de bizlere vedaymış
Şimdi evde otururken
Onunla ilgili haberleri, yazıları okurken
Bu dizeler geldi aklıma
“Ben de böyle ileteyim duygularımı” dedim
O doğrucu, cesur, kalemi güçlü gazeteci
Bekir Coşkun'a
***
Bu ülkede kalemini kirletmeyen, satmayan Uğur Mumcu, Bekir Coşkun gibi gazeteciler vardı. Onlar düşünceleriyle, duruşlarıyla bizim için ölümsüzleştiler. 18 Ekim 2020'de veda etti hayata. Yazılarıyla, dürüstlüğü ve cesurluğu ile, kalemini satmayışı ile anılacak.
Anısına saygıyla...
....................................................
Numan Kurt
19 Ekim 2020