11 Ekim 2020 Pazar

ÇOK BİLMİŞLİK ÜZERİNE






"Haydi oradan ukala sen de!"

***
"Ukala” sözcüğünü çok duymuşsunuzdur."Türkçe Sözlük"te karşılığına “kendini akıllı ve bilgili sanan, bilgiçlik taslayan” sözü yazılmış.
Bu tipler bir söyleşi süresince hangi konuyu açsanız sizden önce söze başlarlar. Erdemli insanlar bilmediği bir konuda soruyla karşılaşırsa onun yanıtı “Bu konuda bilgim yok.” cümlesi olur. Oysa “ukala” dediğimiz kişiler bilmediklerini kabul etmezler. Saçma sapan da olsa o konuda hemen anlatmaya başlarlar.
Bir gazetenin hafta sonu ekinde tiyatro, dizi oyuncusu Evrim Alasya ile söyleşi yapılmış. Sorulan sorulardan biri şöyle:
-”İnsanda en çok nefret ettiğiniz şey nedir?”
Sanatçının yanıtı:
-”Ukalalık. Dinlemeyen insandan nefret ederim. Hep onlar konuşacak, sen dinleyeceksin. Artık sadece kendi konuşsun isteyen ve ukalalık eden birine içimden 'canavar' çıkıyor."
-”Bu durumda ne diyebilirsiniz onlara?”
-”Bir susun, diyebilirim; kendini bilmek de bir erdem.”
Bunları yazmışken “ukalalık” üzerine söylenmiş sözleri araştırdım. İlginç, ders verici, yerine oturmuş birkaç sözü burada paylaşmak isterim.
“Bilgeliğin yolu bilmekten değil dinlemekten geçer. Bu yüzden dünyada az bilge; çok ukala vardır.”
“Zihin fukara olunca akıl ukala olurmuş.”
Ukala insanlar; sahip olduğunu, doğru sandığı bilgileri, bu bilgileri bilmediğini sandığı insanlara aşağılayıcı, küçümseyici bir üslupla anlatan kişilerdir. Böyle kişlerdir; ama zaman içinde foyaları meydana çıkıp ne oldukları anlaşılınca kendileri de anlattıkları da dikkate alınmaz.
***
Emekli olduktan sonra yıllarca o zamanki adıyla ÖSS olan üniversiteye giriş sınavlarına öğrenci hazırlayan dershanelerde çalıştım. Bu sınavlarda Türkçe dersi için en önemli sorular paragraf soruları idi. Kırk beş sorudan yirmisi paragraflardan hazırlanırdı. Niye öyleydi? Bunun açıklaması şu: Öğrencinin her şeyden önce okuduğu metni anlaması gerekir. Okuduğunu anlayıp yorum yapamayınca bilgi öğrenmesi mümkün olmaz. İşte paragraf soruları da öğrencinin okuduğunu anlayıp yorumlayabilmesi ile ilgiliydi.Yani üniversite demek istiyor ki bilgiyi ben veririm, yeter ki bana bilgiyi anlayıp öğrenecek öğrenci gelsin.
O dershanelerde çalışırken öğrenciler sık sık hem paragraf sorularını hem de aynı dersten başka soruları yanıtlamamız için getirirlerdi. Öğretmen olarak elbette yanıtını çoğu zaman verirdim; ama bazen o anda soruyu çözemediğin de olurdu. O zaman kıvırmanın ne anlamı var, “Bu soruyu şu anda çözemedim, tekrar bakar, düşünür, sana iletirim.” derdim. İnsan her şeyi, kendi branşı da olsa bilmeyebilir. Öğretimde, eğitimde amaç da çocuğun kafasına durmadan bilgi şırınga etmek değil, ona bilginin nerede olduğunu öğretmektir.
Şu söz ne kadar anlamlı ve doğrudur: “Bilge, her şeyi bilmez; sadece ahmaklar her şeyi bilir.” Bu bir Afrika atasözüymüş. Şu söz de çok hoşuma gider. “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz.” Gerçekten bir konuda bilgin yoksa o konuda fikir ileri sürmek sadece bir sonuca yol açar. Seni gülünç duruma düşürür.
İşte bu çok bildiğini sanan ukala takımı, yaptığınız bir söyleşide bulunuyorsa hangi konuyu açsanız “..... ..... çıkar gibi” sözü sizin ağzınızdan alır. Noktalı yerler, benim yazacağım sözcükler olmadığı için okuyanların anlayacağını bilerek bu şekilde yazdım.
Ne demiş şair:
“Çeşm-i insaf gibi kamile mizan olmaz
Kişi noksanını bilmek gibi irfan olmaz “

“Olgun bir kişi için insaf gözüyle bakmak en güzel ölçüdür
Kişinin kendi kusurlarını, eksikliklerini bilmesi kadar güzel bir anlayış yoktur”
Yok öyle her gün her konuda bilgiçlik taslamak. İnanın şu yazıyı yazarken bile epeyce araştırıp düşündüm. Bir bakıyorsun adam büyük düşünür, bir bakıyorsun din âlimi.
Bir adam her konudan dem vuruyor mu, her taşın altından çıkıyor mu, geçin onu. Demiş ya Koca Yunus:
“İlim, ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır”

Bildiklerimiz bu bilgi deryasında bir zerre bile değildir. O zaman yapacağımız bir şey var “haddini bilmek”.

***
Başarılı sanatçı Evrim Alasya ile yapılan söyleşiyi okuyunca bunları yazmak istedim. Çok bildiğini sanıp her telden çalanlar için yazımı şu sözlerle bitiriyorum:
Çok bilmiş, ukala, kibirli insanlar dağın tepesindeki adam gibidir. Bakınca aşağıdakileri küçük görür. Bilmez ki aşağıdaki insanlar da bakınca onlara küçük görünür.
....................................................................
Numan Kurt
9 Ekim 2020

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YEŞİLLİKLER ÜZERİNDE KIRMIZI GELİNCİKLER

  Sabah erken yürürken kıyıda Deniz masmavi, hafif dalgalı Belli ki temizlemiş kendini bütün kış boyunca Güneş ısıtırken yeryüzünü Hafiften ...