10 Ocak 2010 Pazar

KÖYÜMDEN İSİMLER DESTANI (5)




ÖMERLER, SALİHLER ve DİĞERLERİ

Yazdıktan sonra düşünürken
Mehmetleri, Ahmetleri
Birini daha unutmuşum
Şimdi aklıma geldi
Gözeller diye anılan Öztürk sülalesinin
O zamanlar en yaşlısı Ahmet dede, ufak tefek, sakallı
Hatırlarım çocukken onu
Dükkâna giderken bizim evin yanından geçerdi
Alişen Emmi'nin bakkalından aldığı
İkinci sigarasını kırar da içerdi
İşte şu anda geldi aklıma
Babamın belesi, Durdu'nun Ahmet
İlk Alamancılarından köyümün
İzine gelişte bize de vermişti
Bir naylon gömlek
......
O yılların gençlerinden iki Ömer
İkisi de genç öldü
Birinin cenazesini Ankara'dan köye biz götürdük
İkincisinin öldüğünü ise çok sonraları
Duyduk
Genç ölümlere dayanmaz yürek
Ömerlerden ilki Ömer Yılmaz
Ahmet dedemin oğlu
Diğeri Ömer Akyürek
Yukarı mahalleden Osman Hoca'nın Ömer
Orta mahaleden ikinci bakkalımız Recep'in babası
Yoksul mu yoksul
Benim de yaş büyütme şahidim Ömer amca
Dediklerine göre
İyi kulunç kırardı
Sessiz, şişman bir adamdı
Aşağı mahalleden de kara kaş, kara göz
Hacı Ömer Bozdağ
Ona komşu, ondan daha yaşlı
Topal Hacı Ömer emmi
Düşünsem düşünsem
Teyze oğlu Ömer'den başkası akla gelir mi
Gelir gelir
Nasıl unuturum ben onu
Gerçi hep Ankara'da yaşadı
Babamın da en sevdiği adamdı
Uzun boylu, yakışıklı, Yaşar Özel bıyıklı adam
Devecilerden Hacı Ömer Deveci amcam
Son olarak da
Köyümün biçercisi
Kaye Mehmet oğlu Hacı Ömer Deveci
...........
Yöresel söyleyiş bu ya
Hiç "Salih" demezlerdi o zaman
Ben "Salif" değil "Salih" diyeceğim yine de
Otuz altı yıl bu dili düzeltmek için uğraştım
Sınıfta, dershanede
Memiğin Salih'i çok az hatırlarım
Çocukları okursa kızmasın
Yiğit namıyla anılır
Kocabaş Salih emmiyi de
Boğazına düşkünlüğü ile anarım
Yukarıdan Süleyman'ın Salih
Taa aşağıdan Kara Salih
Daha önceden sözünü ettiğim kamyon kazası
Ecel bu, uzun ömürlü olamıyor bazısı
Ve Karakaya Salih
Allah sağlık versin
İlkokula giderken sınıfın camını kırmış
Öğretmen "Nasıl kırdın camı?"
Deyince
"İşte böyle!" demiş, başka cama vurmuş
Ne mi olmuş
O cam da kırılmış
..........
Eski devirler
Ne doktor ne ilaç
Daha önce birkaç çocuğu ölenler
Doğan erkek çocuklarına "Yaşar" adını koyarlarmış
Dayımın adı da Yaşar ya
Benim aklımda o zamanlardan
Küçük yaşta olanlar hariç
Üç Yaşar kalmış
Biri dayım Yaşar Yılmaz
Köyde otobüsçülüğü başaran adam
Rahmetli anamın sevgili "gardaş"ı
İkincisi emmim oğlu Yaşar
Bu hayatı çileli yaşayan
Diğeri Ramazan'ın Yaşar
Bakın, Ramazan deyince aklıma
Hacı Ramazan dayım geldi
Kel kafasındaki bereyi çıkarıp
Biz çocukları korkutmayı
Denerdi
Bir de hiç unutmam
Korkutmak için yaklaşırken
"Ne haber tek taşaklar!"
Derdi
........
İki de Sait vardı benim bildiğim
Biri bizim "Saat emmi" dediğimiz
Ağır, sessiz adam, teyzemin kocası
Diğeri Akyüreklerden
Esmer mi esmer
Rahmetli Niyazi ağabeyle
Ara sıra ondan söz ederdik
Kendisi de erken gideceğini nerden bilsin
"Erken gitti rahmetli." derdik
............
Köyde başka Hakkı yoktu
Diyerek
Hakkı Çavuş namıyla
Hakkı dayımı da anayım
Diğerlerini de
Öbür yazılarımda anlatayım

............................................(Devam edecek.)
Numan Kurt

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BİR ÖYKÜ, BİR FIKRA

 Ö ykü Aziz Nesin'den, fıkra Nasrettin Hoca'dan. Öykü de fıkra da ders veriyor bizlere. Güldürmekten çok düşündürüyor ikisi de. Aziz...