10 Ocak 2010 Pazar

KÖYÜMDEN İSİMLER DESTANI (4)



Bir güzel işe giriştik ki
Nasıl olsa çıkarız işin içinden
Düşünürken birden hatırladım
İki Ahmet, bir de Mehmet'i
Unutmuşum ben
Ahmetlerden biri Hakkı Çavuş'un
Diğeri de Gözel'in Mehmet'in Hacı Ahmet
Mehmet'e gelince
Belki de köyün en yaşlısı
Katıldığı savaşlardan dem vurunca
Hiçbirini anlatamazdı net
Karıştırırdı Sakarya'yı,Yemen'i
Sevgili Nasuh ağabeyin de dedesi Koca Mehmet

BAYRAMLAR,SÜLEYMANLAR..

Evinin önünde, söğüdün altında
İçerdik ayranı
Nasıl nasıl unuturum ben
Daha önce bir yazıyla anlattığım Göbekli Bayram'ı
Tekrar uzun uzun anlatmaya gerek var mı
Yine bir akraba, hala oğlu Bayram Ünlütürk
Ufak tefek esmer bir adam
Köpeğinden çok korkardık onun
Büyüklerimizin söyleyişiyle Elif karının Bayram
Ne güzel sohbet ederdi
Alişen emminin bakkal dükkânında
Kalaslara oturunca "Yaniye komşular..." diyerek
Topal'ın Bayram amca
Geri kalan Bayramlar mı
Onlar o zaman çocuk yaştaydı
Kara Bayram, Sarı Bayram Ve Bayram Köse
......
İki Süleyman yukarı mahalleden
Birini hayal meyal hatırlarım
Turgut kardeşimin bir başka amcası Kekeç'in Süleyman
Öbürü mü
Yaşlılığında Ankara'da da gördüm onu
İrfan'ın babası Süleyman amca
Hani bazılarının çocukları alınır diye
Lakapları yazamıyorum ya
Yine bir başka Süleyman'ı adıyla anmam gerek
Rahmetli Bekçi Abdullah'ın babası
Süleyman Akyürek .
......
Yer var daha Hüseyinleri de anlatalım bu yazıda
Hasan Hüseyin olmalı çoğunun adı herhalde
"Hassiyin" diye anılırlar köyde
"Hacı Ağa" diye anılırdı
Kayalardan Hüseyin dede
Ufak tefek,sarışın, sakallı bir adam
Hikâyelerini dinlerdim
Arkadaşım Yağmur Kaya'dan
Kol gücüyle hiç yorulmadan çalışan
Mercimekli pilavı da çok seven
Bir adam Hüseyin Dayıoğlu(Hassiyin emmi)
Çok az kişi tanır onu
Adıyla
Keşke tanıtabilseydim lakabıyla
Yine onun yakın komşusu Elif karının Hüseyin amca
İki komşunun komik bir hikâyesini
Sık sık anlatırdı Feyzullah Kaya
O hikâyeyi ben buraya
Yazamam
Ben doğduğum yıl kaymakam vurulmuş
Köyün muhtarıymış Hüseyin(Hassiyin) Çavuş
Kaymakamı vuransa bir başka Hüseyin
Çobanmış o zaman
Hapishaneden geldiğini hatırlarım Hüseyin dayımın
Çok kibar konuşurdu
Yoksulluğun, mahpusluğun çökerttiği omuzunda
Ceketi, paltosu giyilmemiş
Dururdu
Sesi kalın, elmacık kemikleri çıkık
Bir başka Hasan Hüseyin amca
Elinde bastonuyla hatırlarım
Hasan Hüseyin Karakaya
Onu da bu kadar anlatalım
O zamanın genç Hüseyinleri:
Hüseyin Kaya, Hasan Hüseyin ve Hüseyin Deveci
Bu sonuncu Hüseyin ağabey
"O..o..twiste gel.." diye oynardı
Davul, zurna eşliğinde düğünlerde

.....................................................(Devam edecek.)

Numan Kurt

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BİR ÖYKÜ, BİR FIKRA

 Ö ykü Aziz Nesin'den, fıkra Nasrettin Hoca'dan. Öykü de fıkra da ders veriyor bizlere. Güldürmekten çok düşündürüyor ikisi de. Aziz...