ALIŞAMADIM
Bir Cumhurbaşkanımız vardı bir zamanlar
Yirmi beş yaş altındakiler pek hatırlamazlar
Askeri teftiş etmişti eşofman giyerek
Sanki herkesle alay eder gibi
Gülümsemişti
"Alışırsınız...alışırsınız..." diyerek
Böyle başlamıştı ufaktan ufaktan kaybolmaya
Bu Cumhuriyetin değerleri
O günleri arar olduk
Duyunca dün söylenenleri
Şimdilerde de bir emniyet müdürü
Terörle, teröristle,
Askerime kurşun sıkan
Ülkemi bölmeye çalışanla savaşması gereken kişi
"Teröriste de ağlamayan kişi insan olamaz" diyor
Bu adam hemen yarın görevden alınır derken
Pek çok yöneticiden, siyasiden destek görüyor
O zaman ben derim ki:
"Sen aklıma mukayyet ol Tanrım
Acaba gide gide
Bu sözlere de mi alışırım"
İnsan nasıl ağlar evladının katiline
Bölücüye, vatan hainine
Yakında vali de olursa bu sözlerin sahibi
Hiç şaşmayız
Belki pek çok değerin yitimine alışırız da
Bu kendini bilmezliğe
Alışamadım
***
ZAMAN TÜNELİNDE
"Hangi resmime baksam ben değilim
Yalandır kaygısız olduğum yalan"
Derken
Otuz beş yaşı
Yolun yarısı olarak
Kabul ederken
Ne kadar da haklıymış Cahit Sıtkı
Şakaklarımıza kar yağdı
Yaşayıp giderken Veysel'in bu "iki kapılı han"ında
Dostlarla da yollar ayrıldı
Şöyle içimizden gelerek
Cahit Sıtkı misali
"Haydi Abbas, vakit tamam
Akşam, diyordun işte oldu akşam
Kur artık çilingir soframızı
Dinsin şu kalp ağrısı"
Diyemedik
Yıllar yılları kovalarken
Biz
Akıp giden zamanın değerini
Bilemedik
***
. ÇARE
Sanki böyle günleri beklerler
Ekranlara çıkmak için
Birtakım dilli düdükler
Çoğunun dili varmaz
O itlere "terörist, katil" demeye
Diyecek babayiğitleri de yandaşlar
Oraya çıkarmaz
Ne oldu bize
Nasıl ellerini, kollarını sallayıp gelirler
Bu eli kanlı katiller
Hani izliyordu Amerika
Hani hemen haber verecekti bize
Fayda gelmez bize onlardan
Koskoca şanlı Kurtuluş Savaşı'nı
Halkımızın gücüyle kazandık
İnandığım bir tek yol var
Bırakın o dilli düdüklerin stratejilerini
"Demokrasi" ayaklarını, açılımlarını
Amerikan yardımını
Şiddete şiddet
Sürüp atacaksın bu hainleri
Bu temiz topraklardan
***
AÇILDIK
Açıldık
Katiller başı ile görüşecek kadar
Açıldık
Diyarbakır'da meclis kurup
Özerklik ilan edip
Bir de "demokratik" lafını ağzından düşürmeyenlerle
Anlaşmaya uğraşacak kadar
Açıldık
On üç canın şehadetini
Futbol şikesinden daha basit görüp
Kanıksayacak kadar
Açıldık
Açıldık
Ne açılması kardeşim
Açılmadık, saçıldık
***
İYİ BAYRAMLAR
Hani benim akide, sormuk şekerim
Nerede
Mahalleyi dolaşıp el öpenlerim
Hiç harçlık almadım ben bayramlarda
Yine de
Çocukluğum kadar uzak
Çikolata tadında değil de
Akide, sormuk tadındaki bayramları
Özlerim"
Bayramınız kutlu olsun, tatlı geçsin efendim...
***
YALAN
"Nevruz" kutlamasıymış
Yalan
Barış eli uzatılmış
O da yalan
Gövde gösterisi bu düpedüz
Konuşuyor kürsüde bir sürü utanmaz yüz
"Posterleri taşınmayacak!" demişler
Terörist başı için
Yahu kardeşim ne posterinden bahsediyorsun
Emirleri okunuyor eli kanlı adamın
Bağırıyor devlet yöneticileri
"Türk bayrağı neden yoktu?"
İşte ben buna
Yani bayrağın taşınmamasına çok sevindim
Niye mi
Kirlenmesin o al bayrak
O bayrak ki
Bize şehitlerden hediye
***
KENDİ BAŞIMA
Uzaklarda
Bir köy evinin sessiz odasında
Yağmur vururken camlara
Gece karanlığında
Yanarken sobada ceviz kabukları çıtır çıtır
Uzansam somyaya
Elimde gazete, başucumda kitap
Ve de dingin, alıp götüren müziğiyle
Keman sihirbazı Farid Farjad
***
YÜZÜ KARA YÜREĞİ AK
Onların
Yüzleri kömür karası
Yürekleri pak
Ne para dolu kutuları vardı
Ne kollarında bilmem kaç milyarlık saat
Ne de paraları vardı sıfırlayacak
Yüzleri kömür karası
Yürekleri pak
Ne para dolu kutuları vardı
Ne kollarında bilmem kaç milyarlık saat
Ne de paraları vardı sıfırlayacak
Yüzleri de yürekleri de kara olanlar
Yaşıyorlar
Bir elleri yağda bir elleri balda
Oysa onlar yitip gittiler
Ağızlarında kömür acılığı
Nefes alamadan
Çocuklarına, eşlerine doymadan
Donmuştu sanki alın terleri
Yüzlerindeki kömür karasında
İşçiydi onlar
Bilmediler rüşveti, hırsızlığı
Akılları hep ekmek parasında
***
ONLAR NİÇİN SAVAŞTILAR?
Eğitim yuvası okullar ateşe verilirken çok üzüldüm ve Gazi Binbaşı Mehmet'in sözleri içimi sızlattı. Aşağıdaki dizeleri yazdım.
***
"Bizim yaptığımız bir şey yok, asıl işi yapanlar şehitler. Biz sadece gittik, geldik o kadar. Bizim sadece kolumuz, bacağımız kopmuş; ama öbürleri şehit oldular, öldüler. Bizim kaybımız bir şey değil. Allah onların ailelerine sabır versin, bize değil."
***
"Bizim yaptığımız bir şey yok, asıl işi yapanlar şehitler. Biz sadece gittik, geldik o kadar. Bizim sadece kolumuz, bacağımız kopmuş; ama öbürleri şehit oldular, öldüler. Bizim kaybımız bir şey değil. Allah onların ailelerine sabır versin, bize değil."
Böyle diyor kahraman Mehmet Binbaşı
Gazi olmuş
Yüzü darmadağın
Gözünde ne kirpik kalmış ne de kaşı
"Bizim yaptığımız bir şey yok!" diyor
Yine de
Onun üzüntüsü, kederi olmuş
Bu vatan uğruna canını vermiş
Binlerce şehit arkadaşı
Gazi olmuş
Yüzü darmadağın
Gözünde ne kirpik kalmış ne de kaşı
"Bizim yaptığımız bir şey yok!" diyor
Yine de
Onun üzüntüsü, kederi olmuş
Bu vatan uğruna canını vermiş
Binlerce şehit arkadaşı
"Açılım süreci"
"Analar ağlamasın" derken
Atı alan Üsküdar'ı geçerken
Ne kadar da alıştık biz bu uyutmalara
"Sayın" da oldular artık
Katillerin heykeli dikilip
Atatürk heykelleri yıkılırken
Yakılırken eğitim yuvası okullar
Devletin polisinden ayrı
Kolluk güçleri kurulurken
Biz açılıyoruz
Askere kurşun sıkanlar
Yol kesip adam kaçıranlar
Ve de şimdilerde okul yakanlar
Saçıldıkça saçılıyor
Ne duruma düştü koca devlet
Bebek katilinden umar oldu medet
Artık hiçbir şeyden korkmuyorlar
Yakıyor, yıkıyor
Kaçmıyorlar
İçim sızlıyor yakılan okulları gördükçe
Binlerce şehidimizi, gazimizi
Ve de sevgili yeğenimi düşündükçe
Bırakın artık bu "açılım, çözüm" hikâyelerini
Okul yakıp yol kesenlerin
Binlerce fidanı şehit edenlerin
Kırın artık ellerini
***
Küçücük kelebekler gibi
Yavaşça süzülse yeryüzüne kar
Bembeyaz olsa toprak, doğa, evlerin damları
Ve de ağaçlar
Hele de insanların yürekleri
O yürekler, o beyinler de temizlense
Bir kar tanesinin duruluğu, aklığı kadar
Okullarda bilimin ışığı ile aydınlansa çocuklar
Atsak içimizden kini nefreti
Yaşananlara bakınca ülkemin güneydoğusunda
Suç oldu sanki savunmak devleti, milleti
İsyan eden, yakıp yıkan haklı
En acı olanı da
Sokaklarda cirit atıyor adamlar
Elleri silahlı
Ne polisin ne askerin
Ne de oraya giden memurun
Can güvenliği var
Bizler "açılım"la uyutulurken
Onlar atı alıp Üsküdar'ı boylayacaklar
Asgari ücret açıklandı bugün
Dokuz yüz bilmem kaç lira
Milyonlarca kişiye sadece somun ekmek parası
Beştepe'de ışıldarken katrilyonluk saraylar
Siz, yıllık otuz kırk liralık artışa razı olun
Aman ha aman
Dokunan o tepelerde oturanlara
Yanar mı yanar
Çok sözümüz var söylenecek de
Bir kar yağsaydı Ankara'ya
Bir yağsaydı
Bekliyoruz gece gündüz
Bir başlasa kar
Temizlenecek ne çok pislik var
***
BİR KAR YAĞSA DİZ BOYU
Söylemek istemedim hep aynı sözleri
Yeni yılda sağlık mutluluk dilekleri
Zengin olma istekleri...
Başka dileklerim var bu yıl
"Bir kar yağsa.." dedim
Yeni yıla girerken
Silse süpürse tüm pislikleri
Yeni yılda sağlık mutluluk dilekleri
Zengin olma istekleri...
Başka dileklerim var bu yıl
"Bir kar yağsa.." dedim
Yeni yıla girerken
Silse süpürse tüm pislikleri
Küçücük kelebekler gibi
Yavaşça süzülse yeryüzüne kar
Bembeyaz olsa toprak, doğa, evlerin damları
Ve de ağaçlar
Hele de insanların yürekleri
O yürekler, o beyinler de temizlense
Bir kar tanesinin duruluğu, aklığı kadar
Okullarda bilimin ışığı ile aydınlansa çocuklar
Atsak içimizden kini nefreti
Yaşananlara bakınca ülkemin güneydoğusunda
Suç oldu sanki savunmak devleti, milleti
İsyan eden, yakıp yıkan haklı
En acı olanı da
Sokaklarda cirit atıyor adamlar
Elleri silahlı
Ne polisin ne askerin
Ne de oraya giden memurun
Can güvenliği var
Bizler "açılım"la uyutulurken
Onlar atı alıp Üsküdar'ı boylayacaklar
Asgari ücret açıklandı bugün
Dokuz yüz bilmem kaç lira
Milyonlarca kişiye sadece somun ekmek parası
Beştepe'de ışıldarken katrilyonluk saraylar
Siz, yıllık otuz kırk liralık artışa razı olun
Aman ha aman
Dokunan o tepelerde oturanlara
Yanar mı yanar
Çok sözümüz var söylenecek de
Bir kar yağsaydı Ankara'ya
Bir yağsaydı
Bekliyoruz gece gündüz
Bir başlasa kar
Temizlenecek ne çok pislik var
***
"8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ" KUTLU OLSUN
Şimdi ara sıra da olsa
Aklıma gelir
Düğünlerde
"Su sızıyor, sızıyor taşların arasına
Oğlan ben kurban olam kaşların arasına"
Türküsüyle birlikte
Def çalışınız
***
Kadınlarımız, kızlarımız
***
ATIN KAHKAHAYI
"Kadınlar herkesin içerisinde kahkaha atmayacak"
Buyurmuş
Derviş Mehdi’nin torunu
Atarsa kadın kahkahayı
İffetli olmazmış
“Şeyini şey ettiğimin şeyi” derken
İffetli olacaksın
Ayaklar altına alınırken Cumhuriyetin değerleri
“Allah verdikçe veriyor.” diye
Sinsice güleceksin
Mutluluğun resmi olan kahkahayı atan kadına
“İffetsiz” diyeceksin
Güzel ülkemin tüm kadınları
Hiç çekinmeyin
Birleşin
Atın kahkahaları
Böyle söyledi bir kanalda spiker
Okurken gazeteleri
Sizin topunuz
Bir Elvin eder misiniz kan içici şerefsizler
Elvinler ve de masum, evine ekmek götüren insanlar yitip giderken
Biz, hepimiz “Güvendeyiz!” desek bile
Yarın için güvencemiz mi var
“Ey yetkililer, sorumlular
Bırakın anayasayı, başkanlığı
Atatürk’e, Cumhuriyet’e düşmanlığı
Her olaydan sonra da
Kalıplaşmış sözlerle kınamayı
Yitip gidiyor insanlarımız
Bir çare bulun bir çare”
………………………
Numan Kurt
14 Mart 2016
.***
***
Halimize bakmadan
“Dünya lideri(!)” olma yolunda da
İddialıyız
Ülkenin sorunları çözümsüzlüğe yol alırken
“Başkanlık” oldu
Sevdamız
Bilimden, akılcılıktan giderek uzaklaşırken
Eğitimimiz, okullarımız
Bıçak sırtında sallanırken ekonomi
Güneydoğu ateş içinde
Düşerken yere fidanlarımız
Bakın neyle uğraşıyor
Halk, millet adına seçip gönderdiğimiz adamlarımız
Devri saltanatlarında tecavüzler çoğalınca
Bunu yapanların çoğu da
Kendi yandaşları olunca
Yasa çıkarmaya kalkıştılar onları affetmek için
Neymiş efendim
Tecavüze uğrayan evlenirse tecavüzcüsüyle
Affedilmeliymiş
Tacizciler
Hemen çıkmalıymış
Ne işi varmış onların hapiste
Okudum önergelerini
Gözlerime inanamadım
En çok da bunları hâlâ savunanları
Anlayamadım
İnceledim, çoluğa çocuğa, pek çok masuma
Tecavüz edenleri ya da bu onursuzluğa kalkışanları
Baktım ki neredeyse hepsi halkı din ile aldatan
Din bezirganı
“Altı yaşındaki kızlar evlenebilir.” diyen şerefsizi mi
“Annen de olsa diz kapağının üstü tahrik eder.” hayasızlığını söyleyen ahlak yoksunu mu
Ve daha onlarcasından
Hangisini anlatayım
Üzülüp öfkelenirken
Ülkemin sürüklendiği karanlığa
Her şey apaçık ortada iken
Kraldan çok kralcı olanlara
Bu onursuzluğu yasalaştırmak isteyen “halkın vekili” adamlara
Ve de önergeyi haklı göstermeye çalışan
Unvanının başında “Adalet” olan badem bıyıklı
Bakana
“Efendim konu saptırılıyormuş da
Aslında bu yasa
Yaşı tutmayanlarla evlenip hapse düşenler için
Çıkarılacakmışmış da…”
Öyle de olsa
Bu yasa
Utançtır insanlık için
Başka onurlu işiniz yok mu sizin
Ülke ateşler içinde değil de
Her şey güllük gülistanlık sanki
Bu beylerin derdi
Etekleri
(Elli yıl önce köyümde kadınlar..."BÖLÜK PÖRÇÜK 2" şiirimden)
Kadınlarımız, kızlarımız
Analarımız, bacılarımız
Hele de yazın
Çapada, harmanda ve de tandırda
Durmadan çalışanlarımız, çalışanlarımız
Az da olsa boş kaldığında
Eline hemen kirman alanlarımız
Analarımız, bacılarımız
Hele de yazın
Çapada, harmanda ve de tandırda
Durmadan çalışanlarımız, çalışanlarımız
Az da olsa boş kaldığında
Eline hemen kirman alanlarımız
Şimdi ara sıra da olsa
Aklıma gelir
Düğünlerde
"Su sızıyor, sızıyor taşların arasına
Oğlan ben kurban olam kaşların arasına"
Türküsüyle birlikte
Def çalışınız
***
(Günümüzde kadınlar)
Kadınlarımız, kızlarımız
Analarımız, bacılarımız
Mustafa Kemal'in aydınlığında
Çağdaş, akılcı, bilimden yana
Aldırmadan karanlıklara
Okuyup yazıp
Her işte her görevde
Çalışanlarımız
Bu ülkenin geleceği
Sizin parlayan gözleriniz, aydınlık yüzünüz
Ve de emektar ellerinizde
Çağdaş, akılcı, bilimden yana
Aldırmadan karanlıklara
Okuyup yazıp
Her işte her görevde
Çalışanlarımız
Bu ülkenin geleceği
Sizin parlayan gözleriniz, aydınlık yüzünüz
Ve de emektar ellerinizde
***
ATIN KAHKAHAYI
"Kadınlar herkesin içerisinde kahkaha atmayacak"
Buyurmuş
Derviş Mehdi’nin torunu
Atarsa kadın kahkahayı
İffetli olmazmış
“Şeyini şey ettiğimin şeyi” derken
İffetli olacaksın
Ayaklar altına alınırken Cumhuriyetin değerleri
“Allah verdikçe veriyor.” diye
Sinsice güleceksin
Mutluluğun resmi olan kahkahayı atan kadına
“İffetsiz” diyeceksin
Güzel ülkemin tüm kadınları
Hiç çekinmeyin
Birleşin
Atın kahkahaları
****
“GÜVENDEYİM” DEMEYE UTANIYORUM
Telefon etmiş annesine Elvin Buğra
“Otobüsteyim anne, geliyorum!” demiş
Gazetenin haberine göre
O konuşmadan sonra
Elvin Buğra’dan ses çıkmamış
“Otobüsteyim anne, geliyorum!” demiş
Gazetenin haberine göre
O konuşmadan sonra
Elvin Buğra’dan ses çıkmamış
Böyle söyledi bir kanalda spiker
Okurken gazeteleri
Sizin topunuz
Bir Elvin eder misiniz kan içici şerefsizler
Elvinler ve de masum, evine ekmek götüren insanlar yitip giderken
Biz, hepimiz “Güvendeyiz!” desek bile
Yarın için güvencemiz mi var
Gerçekten bu memlekete ihanet etmeyen, bu güzel vatanı seven, bu kansızlardan yana olmayan her vatandaşımız gibi ben de çok üzgünüm, çaresizim. Duygularımı ancak böyle anlatabiliyorum. Ve diyorum ki:
“Ey yetkililer, sorumlular
Bırakın anayasayı, başkanlığı
Atatürk’e, Cumhuriyet’e düşmanlığı
Her olaydan sonra da
Kalıplaşmış sözlerle kınamayı
Yitip gidiyor insanlarımız
Bir çare bulun bir çare”
………………………
Numan Kurt
14 Mart 2016
.***
Nureddin Yıldız: "6 yaşındaki çocukla evlenilebilir."
Şok sözler: "Annen de olsa, diz kapağının üstü tahrik eder."
Şok sözler: "Annen de olsa, diz kapağının üstü tahrik eder."
Karaman'da kırk beş erkek öğrenciye tecavüz iddiası!
Karaman'da bir öğretmenin, tarikat evlerinde en az kırk beş erkek öğrenciye tecavüz ettiği iddia edildi.
Karaman'da bir öğretmenin, tarikat evlerinde en az kırk beş erkek öğrenciye tecavüz ettiği iddia edildi.
Ve daha böyle onlarca yüz karası haber
Böyle insanların varlığını duyunca insanlığımdan utanıyorum.
***
NE GÜNLERE KALDIK
“Önce ekmekler bozuldu
Sonra her şey”
Biz mi böyle olduk
Cılkı mı çıktı dünyanın
Hani bilirsiniz pek çoğunuz
Tüm komşularına küsen insanlar vardır
Alıngan, kavgacı
O tuhaf insanlara benzedi ülkemiz
Komşu ülkelerin hepsiyle kavgalıyız
Sonra her şey”
Biz mi böyle olduk
Cılkı mı çıktı dünyanın
Hani bilirsiniz pek çoğunuz
Tüm komşularına küsen insanlar vardır
Alıngan, kavgacı
O tuhaf insanlara benzedi ülkemiz
Komşu ülkelerin hepsiyle kavgalıyız
Halimize bakmadan
“Dünya lideri(!)” olma yolunda da
İddialıyız
Ülkenin sorunları çözümsüzlüğe yol alırken
“Başkanlık” oldu
Sevdamız
Bilimden, akılcılıktan giderek uzaklaşırken
Eğitimimiz, okullarımız
Bıçak sırtında sallanırken ekonomi
Güneydoğu ateş içinde
Düşerken yere fidanlarımız
Bakın neyle uğraşıyor
Halk, millet adına seçip gönderdiğimiz adamlarımız
Devri saltanatlarında tecavüzler çoğalınca
Bunu yapanların çoğu da
Kendi yandaşları olunca
Yasa çıkarmaya kalkıştılar onları affetmek için
Neymiş efendim
Tecavüze uğrayan evlenirse tecavüzcüsüyle
Affedilmeliymiş
Tacizciler
Hemen çıkmalıymış
Ne işi varmış onların hapiste
Okudum önergelerini
Gözlerime inanamadım
En çok da bunları hâlâ savunanları
Anlayamadım
İnceledim, çoluğa çocuğa, pek çok masuma
Tecavüz edenleri ya da bu onursuzluğa kalkışanları
Baktım ki neredeyse hepsi halkı din ile aldatan
Din bezirganı
“Altı yaşındaki kızlar evlenebilir.” diyen şerefsizi mi
“Annen de olsa diz kapağının üstü tahrik eder.” hayasızlığını söyleyen ahlak yoksunu mu
Ve daha onlarcasından
Hangisini anlatayım
Üzülüp öfkelenirken
Ülkemin sürüklendiği karanlığa
Her şey apaçık ortada iken
Kraldan çok kralcı olanlara
Bu onursuzluğu yasalaştırmak isteyen “halkın vekili” adamlara
Ve de önergeyi haklı göstermeye çalışan
Unvanının başında “Adalet” olan badem bıyıklı
Bakana
“Efendim konu saptırılıyormuş da
Aslında bu yasa
Yaşı tutmayanlarla evlenip hapse düşenler için
Çıkarılacakmışmış da…”
Öyle de olsa
Bu yasa
Utançtır insanlık için
Başka onurlu işiniz yok mu sizin
Ülke ateşler içinde değil de
Her şey güllük gülistanlık sanki
Bu beylerin derdi
Etekleri
...............
19 Kasım 2016
Numan Kurt
***
Numan Kurt
***
***
KUBİLAY OLAYI ÜZERİNE
“İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz.”
***
23 Aralık 1930. Menemen olayı. O uğursuz gün, Yedeksubay Öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay'ın eli kanlı yobazlar tarafından şehit edildiği gün. Cumhuriyet tarihimizde aydınlanma yolunda bir kara gün.
***
DUR DİYELİM KARANLIĞA
“Şapka giyen kâfirdir
Şeriat geri gelecektir”
Gözü dönmüş salyalı yobaz
Böyle bağırıyordu
Menemen’de silah zoruyla topladığı kalabalığa
Sözleri bir “kara duman” gibi yayılıyordu
Ortalığa
Haber gitti
Yedeksubay öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay’a
Yetişti bir manga askeriyle
Yüreğinde görev aşkı, vatan sevgisiyle
Ayrıldı mangadan tek başına
Dikildi yobaz güruhunun karşısına
“Teslim olun!” dedi; ama
Aldırmadılar
Ateşle karşılık verdiler bu yiğit adama
Karşılık verdi manga
Verdi ya
Yoktu silahlarında öldürücü mermi
Bu yobaz sürüsünün karşısına
Manevra mermisiyle gelinir mi
Derviş Mehdi
Kaçırmadı fırsatı
Bağırdı kalabalığa
“Bakın, bana kurşun işlemiyor
Mehdi’yim ben!”
Düştü, yaralı haliyle cami avlusuna sığınan Kubilay’ın peşine
Tarih rastlamamıştır böyle bir vahşetin eşine
Kestiler, yiğit Kubilay’ın başını
“Allah! Allah!” sesleriyle Allahsızlar
Kör testereyle
Yardıma koşmuştu Bekçi Hasan, Bekçi Şevki
Vurdular onları da
Gözü dönmüş yobaz “Aman!” dinler mi
Vuruldular, yakalandılar, asıldılar
Cezalarını buldular
Ama
“Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir.” diyen Atatürk’e
Ve onun aydınlığına karşı
Zaman zaman palazlanıp
Hiç susmadılar
Onlar yeşil bayrak açsalar da aydınlığa
Bizim al bayrağımız elimizde, geçit yok
Karanlığa
……………..
Numan Kurt
***
SİVAS ELLERİNDE ÇALINMADI SAZIM
"Yaksan bile bedenimi
Ben doğarım küllerimden "
İnsan ölümlüdür
Korksanız da, çıkmasa da o son, aklınızda
Gelir bulur sizi bir gün
O zaman
Güzel ve faydalı yaşamak gerekir her anı
Böyle demek güzel de
Bırakır mı akla, bilime, aydınlığa düşman
İnsanlığın yüz karaları
Unutmadı "insan" olanlar
Ellerinde kalemleri, sazları, dillerinde türküleri ile
Madımak'ta yakılanları
Bırakmadılar doğal ölümlerine
Yaşatmadılar güzellikleri
O güzel insanlara
Yaktılar onları
Tarihin en iğrenç yobazları
Pir Sultan'ı anacaklardı
Türkülerini söyleyip deyişlerini okuyacaklardı
"Sivas ellerinde sazım çalınır" diyeceklerdi
Hızır Paşalar tükenir mi hiç
Yaşatmadılar Sivas'ta
İki temmuzda
Okuyan, yazan, çizen ve de türkü söyleyen
Barıştan yana, akıldan yana, bilimden yana
Onca güzel insanı
İnsan yakmanın olur mu hiç gerekçesi
Kendilerinden olmayanlar için
“Katli vaciptir!” bunların felsefesi
“Allah Allah!” diye saldırdı
O güzel, aydın insanlara bu Allahsızlar
Salya sümüklü yobazların en şerefsizi
“Madımak”
Baharda çıkar topraktan
Bir yoksul yemeğidir köylünün sofrasında
Toplardı köyümün kadınları, kızları
Tadıyla, tuzuyla farkı yoktu hiç ıspanaktan
Oysa şimdi “Madımak”
İçimde kanayan bir yaradır
Yüz yıllar geçse de
Bu ülkenin geçmişine sürülmüş
En iğrenç, en şerefsiz
Karadır
Ve şöyle der şair
Yakılanların ölümsüzlüğüne dair
“Boyun eğmem asla sana
Yaksan bile bedenimi
Ben doğarım küllerimden
Gücün varsa durdur beni! “
***
Ve yakılanların içinde bir ozan
Behçet Aysan
Bakın ne demiş bir şiirinde
".......
çünkü beyaz bir gemidir ölüm
siyah denizlerin hep
çağırdığı
batık bir gemi
sönmüş yıldızlar gibidir
yitik adreslere benzer
ölüm
yanık otlar gibi
sen bu şiiri okurken
ben belki başka bir şehirde
ölürüm"
....................................
Numan Kurt
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder