11 Ocak 2025 Cumartesi

AK KAĞIT ÜSTÜNDE ELLİ YIL ÖNCE








"Siyah kalemde ne varsa beyaz kağıda o yazılır."
William Shakespeare
Yıllar öncesinin siyah beyaz fotoğraflarına ne zaman baksam ak kağıt üzerindeki yüzler beni o yıllara götürür. Öğretmenlik yıllarımda her sınıfta öğrencilerime okuduğum, onların da ilgiyle dinlediği bir öykü gelir aklıma. Doktor-Yazar Muzaffer Hacıhasanoğlu'nun "BİR FOTOĞRAF CANLANIYOR" öyküsü. İşte o öyküde elektrik direğinden düşen bir işçinin çamura bulanan aile fotoğrafındaki kişilerin yaşadıkları anlatılır.
Bu öyküden esinlenerek ben de birçok eski siyah beyaz fotoğrafa dizeler yazdım.
***
DÜDEN'İN SERİNLİĞİ ALTINDA
"Düden suyu beyaz, gömlekler beyaz
Bedenler genç, yüzler aydınlık
Hep sevmişimdir bu siyah beyaz fotoğrafları
Herkes bir tarafta şimdi
Bir sofra sohbetinin özlemiyle kaldık"
İlk paylaştığımda
Bunları yazmışım yıllar önce
Düden suyunun altında çektirdiğimiz fotoğrafın altına
"Daha da yazmalıyım." dedim
Anımsattığı ne kaldıysa aklımda
Yıl bin dokuz yüz yetmiş beş
Bir okul gezisi
Biz birkaç öğretmen ve ortaokul öğrencileri
Gece yarısı otobüsümüz Kemer'de
Bir ormanlık alanda mola için indiriyor bizi
Ve ben yirmi dört yaşında orada görüyorum ilk kez denizi
Bu fotoğrafta Düden serinliğinin
Yüksekten akan su sesinin altındayız
Ben, Erdoğan Ünsal, Ahmet Şimşek ve Muzaffer Yıldırım
Yüzümüze dokunan su damlacıklarıyla bir aradayız
Can dostlar, şimdi uzaklarda her birimiz bir yandayız
Gezdik Aspendos'u, Antalya'yı, Aksu'yu
Yılan gibi kıvrılan sahil yolundan geçtik
Gördük sırayla Manavgat, Alanya, Anamur'u
Öyle otobüs, uzun yol mu gördü Anadolu kasabasının çocukları
Hepsinin içi bulandı
Benizleri solmuş, ellerinde naylon torbaları
Cennet, Cehennem derken
Döndük Orta Anadolu yönüne Mersin'den
İşte bu ve daha birkaç fotoğraf
Elli yıl öncesinden bize hatıra kaldı
Baktıkça onlara eski dostları andım
Duygulandım, ne geliyorsa içimden ak kağıda yazdım.
...................................................
“ASKER OLDUM PİYADE…”
Yıl bin dokuz yüz yetmiş beş
Isparta
Üç asker
Aynı okuldan, Selçuk Eğitim Enstitüsü’nden
Ben ve sınıf arkadaşım Kazım Dağdibi, Türkçe
Duran Deveci; köylüm, akrabam, Matematik bölümünden
Çalışırken genç öğretmenler olarak okullarımızda
“Kısa dönem askerlik çıktı.” dediler
“Yedeksubay olarak yapacaksınız, hem de dört ay”
Durur muyuz böyle haber duyarız da
“Kaçmaz bu fırsat!” dedik o yılın temmuzunda
Isparta kırkıncı alayda
Yedi bin beş yüz kişiyle birlikte
Fotoğrafta gördüğünüz üç askerdik
Kısa dönem de olsa kolay mı askerlik
Ha bugün ha yarın
Sanki yıllarca askermişiz gibi
Gazete haberlerine kanarak
Erken terhis bekledik
Yemekleri beğenmeyen koşardı fırına
Lahmacun kuyruğuna
Uzar giderdi kuyruk
Sıramız gelince de fazla vermezlerdi
Alırdık birkaç tane doyumluk
Kısa dönem diye merasim elbisesi de vermediler
Çarşı izninde dağılırdık binlerce asker
Sırtımızda talimde giydiğimiz elbiseler
Atış günleri tam bir komediydi
Tüfeği omzuna dayayan “Ateeeş!” emrini duyunca basar tetiğe
Kendi sırt üstü gider
Mermi nereye, hedef nere
Anlatacak daha neler neler var
Biter mi askerlikten anılar
Kafanızı şişirmeyeyim
Fotoğrafı görünce
“Yıllar nasıl da geçti!” dedim
Fotoğraf çok şeyler anlatıyor ama
Yine de birkaç dize yazmak istedim
.......................................................................
Numan Kurt
6 Ocak 2025


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

DİLİNİ GÜZEL KULLAN, SÖZÜNÜ BİL DE KONUŞ

  "Genellikle hatalarımızın hesabını tutmak, başarılarımızla övünmekten daha kârlıdır." ...