20 Mayıs 2020 Çarşamba

BİR DENSİZ ADAM




Erken kalktım. Saat altıyı gösteriyordu. Sabahın bu saatinde bile bunaltıcı bir sıcaklık vardı. Bir iki pencere açtım; ama “üf” demiyor. Güneş biraz yükselince nasıl olur bilmiyorum.
Kahvaltı ettikten sonra bilgisayara baktım. Bir arkadaşın paylaşımı dikkatimi çekti. Bir tıp doktoru, dün ancak balkonlara bayrak asıp İstiklal Marşı söyleyerek kutladığımız 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı hakkında bilim adamına yakışmayan sözler söylemiş, daha doğrusu paylaşmış.
“Buna bayram diyen şerefsiz ve şahsiyetsizdir, din düşmanı zihniyeti kınıyorum.”
Bu adam olmadık adamın sözleri bunlar.
Buradaki “şerefsiz, şahsiyetsiz” sözü bunları söyleyen adama daha çok yakışıyor. Bre utanmaz adam! “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.” diyen Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları sana bağımsız bir ülke bırakmasaydı sen Karadeniz'in bilmem neresinden gidip o tıp fakültesini zor okurdun. Adın Ahmet Zengin değil de başka bir şey olurdu belki. 19 Mayıs'a “bayram” demenin din düşmanlığı ile ne ilgisi var. Bağımsızlık savaşının ilk adımına ne diyecektik başka, elbette kutlmaya değer bayramdır o gün.
Eski Türk filmlerinde “yobaz” karakteri kara sakallı, şişman, ensesi kırış kırış tiplerle canlandırılırdı. Genelde okumamış cahil insanlardı. Onun öğrendiği, bildiği oydu. Günümüzde de var bu tipler; ama asıl üzücü olan yüksek öğrenim görmüş bir tıp adamının bu bilinçli yobazlığı çok tehlikelidir.
Bunları yazarken yine bir doktor ve hastasıyla yaşadığım olayı anlatmak isterim.
2011'de bir rahatsızlıktan dolayı bir hafta kadar hastahanede yattım. O süre içinde yaşı benden küçük, kırk kırk beş yaşlarında bir hasta geldi yattığım odaya. Sancıdan kıvranıyordu. Bir sabah baktım yatağında yok. Bir süre sonra geldi, çok neşeliydi.”Ne oldu, nereye gittin? Sancın geçti galiba.” diye sordum. “Sorma hocam, bu sancı beni kıvrandırıyordu. Sabah erken doktor çağırmış. Beni yanına, tedavi odasına götürdüler. Doktor bana 'Nerelisin?' diye sordu. Ben, 'İskilipliyim.' deyince 'Ooo, İskilipli Atıf Hoca'nın memleketindesin, ne güzel!' dedi, hemen tedavimi yaptı, taş varmış, aldı, çok rahatladım.”
İskilipli Atıf Hoca hakkında aşağıya bir paragraf alacağım. Bu Milli Mücadele karşıtı adamın kim olduğunu anlamanız için.Tarihçi Sinan Meydan yazmış.
“İskilipli Atıf Hoca, şapka karşıtı kitap yazdığı için değil, bu kitapla halkı isyan ve irticaya teşvik ettiği için ve Milli Mücadele'de başkanı olduğu Teali İslam Cemiyeti'nin ihanet bildirilerinden dolayı anayasayı tağyir, vatana ihanet suçlarından asıldı.”
İlginizi çekerse şimdi çok yüceltilen bu adam hakkında google'dan bilgi edinebilirsiniz.
......
“Çaykaralı olduğum için utandım. Bu adam daha önce de aynı şekilde hakaret içeren paylaşımlar yapıyordu. Kendisini bir kaç kez uyardım. Yapmamasını söyledim. Bir çok hakaret içeren paylaşımı olduğunu söyledi arkadaşlar. Partimle görüşüp bu kişi hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Artık bu Atatürk düşmanlarına karşı susmamalıyız.”
Bu sözler de 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik Spor Bayramı için salyasını akıtan doktora karşı bir hemşehrisinin paylaştıkları.
Cumhuriyet devrimleri ile gelen aydınlanma bu yobaz takımının kökü kurumadığı için yarım kaldı, şimdi de geriye gidiyor. Bu sözleri bilim adamı olması gereken bir kişinin söylemesi utanç vericidir. Bu ülke henüz bir İran ya da karanlığın koyusunda debelenen Suudi Arabistan olmamışsa Mustafa Kemal Atatürk aydınlığının henüz sönmemesindendir. Şimdi bana “Nedir o aydınlık?” diye soracak olursanız size kısaca şunu söylerim: Bilimsellik, akılcılık, çağdaşlık.
Öte yandan bir zamanlar eşiyle birlikte “Hocaefendi taifesi” olan bir densiz kadının “Komşularımdan elli kişiyi öldürürüz.” anlamında sözler etmesi onlardaki “cihat zihniyeti”nin ne kadar korkunç, tehlikeli olduğunun işaretidir.
Sözün kısası bu ülkede “Hasan Mezarcı”lar tükenmiyor, eğitimdeki anlayışla, uygulamayla da hızla çoğalıyor. Onlara karşı dikkatli olmak, dik durmak gerekir.
.......
Evet Ankara'da hava çok sıcak bugün. Bilinen fıkradır, Nasrettin Hoca'ya sormuşlar: “Hocam, bu insanlar ne tuhaf, kış gelir soğuktan, yaz gelir sıcaktan şikayet ederler. Ne dersiniz bunlara?” Hoca bu, böyle sorunun altında kalır mı? Yapıştırır cevabı: “Bahara bir şey diyen var mı?”
İnsan sıcaklığı, insanın dostluğu güzeldir. Oysa havanın aşırı sıcaklığı bunaltır insanı. Bir olalım, birlik olalım bu güya bilim adamı, doktor gibi yobazların, gericilerin elinde şu güzel ülkeyi bunaltmayalım.
Acımadan Kubilay'ın başını kestiler
İsyan ettiler Kurtuluş Savaşı'nda yer yer
Şeriat uğruna her şey mübah dediler
Tükenmedi bir türlü
Hep pusuda kaldılar
Derviş Mehdi'nin torunları
Her fırsatta, uygun ortamda yılan başlarını
Ortaya çıkardılar
Din doğruluğu, sevgiyi, hoşgörüyü, cana kıymamayı emreder
Ama bunların kafasına ağını örmüş
Örümcekler
.......................................
Numan Kurt
20 Mayıs 2020


..................................................................................................................




KADIN SPORCULARIMIZ
YÜZ AKLARIMIZ
“Allahu Teala'nın ‘Örtünün vücut hatlarınız belli olmasın.' emrine karşı çıkarak, açılıp saçılacaksın, kendini teşhir edeceksin; sonra da ‘Tokyo'ya gidiyoruz.' diye sevineceksin. Dünya şampiyonu olsan ne yazar. Müslüman kadın adap ve haya sahibidir. Yaptığı her işte Allah rızası gözetir. Dinimize göre kadınlar kendi aralarında spor yapabilirler, erkekler huzurunda açık saçık olarak değil.”
(Bu sözleri söyleyen Düzce-Kaynaşlı Belediye Başkanı'nı partisi ihraç etmiştir.)
......
Böyle demiş bir belediye başkanı
Utanmaz, hayasız, arsız yobaz
Senin gözün onların başarısında mı
Yoksa giysisinde, bacağında mı
Bu halk yakından bilir sizleri
Badeleyen, bilmem ne yapan bozuntu şeyhleri
Senin yerin onların yanı
Ne işin var o halk koltuğunda
Daha mutlu olursun badecilerin yanına (!)
Oturduğunda
Ey yobaz
Nasıl kurtulacak bu ülke senden
Tükenmedin, bitmedin yüz yıllar içinde
Ne zaman bir aydınlanma olsa
Çıkarırsın deliğinden yılan başını
O kara, kapkara sakalınla
Ve köpüren ağzındaki salyanla
Yüz akımız
Kadınlarımız
Eve kapanıp cemaatlere, tarikatlara kapılmayıp
Yalan yanlış hurafelerle
Beyinleri yıkanmayanlarımız
Bu sizin başarınız
Yüzünüzdeki aydınlık, gözlerinizdeki parıltı yitmesin
Dalgalandırdığınız o al bayrak
Gönderden hiç inmesin
Ağrıma gidiyor bu güzel ülkede bunlarla yaşamak
Sözüm yok içten, temiz inananlara
İnancıyla, değerleriyle tertemiz yaşayanlara
Sözüm her yeniliğe, her başarıya karşı çıkanlara
Kara sakalından, yüreğinden kin damlayanlara
Bakmayın siz
İşlerine geldi mi kullanırlar bilimin getirdiği her yeniliği
Hepsinin elinde pahalı telefonlar
Hepsinin altında son model araba
Yüz akımız
Kadınlarımız
Bu ülkeyi, bu yobazın karanlığından bir türlü kurtulamayan ülkeyi
Sizler aydınlatacaksınız
Sporda, eğitimde, iş alanında başarınızla
Yetiştireceğiniz o pırıl pırıl
Çocuklarınızla
……………………………………………………………
Numan Kurt
16 Ocak 2020


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YEŞİLLİKLER ÜZERİNDE KIRMIZI GELİNCİKLER

  Sabah erken yürürken kıyıda Deniz masmavi, hafif dalgalı Belli ki temizlemiş kendini bütün kış boyunca Güneş ısıtırken yeryüzünü Hafiften ...